...

...

2 Şubat 2014 Pazar

Bohem Rapsodisi I

   Bir gece pusunda gizlendik, hafifçe esen rüzgar okşadı saçlarımızı. Gecenin gizemini solumuştuk yalanlarımız ölene kadar içimizde, bizi birbirimize sarhoş yapan buydu. Denizin koyuluğu vurmuştu kalplerimizin en dibine, bizi kaybeden buydu sahilde. Döküldük yıldızlar gibi sahile. Burada bulmuştuk birbirimizi, gökyüzü ağlarken yine bir gece. Hüzünlü deniz alıp götürmüştü bizi uzaklara, yine yalnızlıklarımıza gömülmüştük en arı halimizle.

   Bitmeyecek gibiydi bu uzaklık ve bundan beslenerek taşmıştı özlem gözlerimizden. Dudak kırıklıklarından dökülen birkaç kelimeyle bitmişti ayrılık, yok olmuştu bu uzunca uzak kalış. Peki ya özlem? Doğduğu ilk günden bu yana, her gün taşıyor hayallerimizdeki sahilde. Dökülen yıldızları alıp götürüyor uzaklara, hüznüne boğmadan bırakmıyor, masmavi ve sisli adaların kıyılarına...bir ağıdın simgesinin bulunduğu, bir sevginin mekanı olan, kimine göre çok daha başka anlamlar taşıyan adaların kıyılarına...sonsuz ufukta ve sonsuz gün ışığında, sonsuz ferah adaların kıyılarına, sonsuz güzellikteki hüzünlü adaların kıyılarına.

Altuğ Doğukan Çan 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder