...

...

18 Eylül 2012 Salı

Psikoloji

  Kötü ruhlar beynimde dolaşıyor, kafam parçalanmak üzere, ve sürekli "uyanıyorum". Bir kovboya benzemiyorum, bir şamana da, belki bir senseiye de benzemiyorum. Ben sadece toplumun bireyiyim. Ve her birey gibi sorunlarım var. Bu aralar baş ağrılarım yok ama ruh ağrılarım çok, ağrılar can yakar. Ruhum ağrıyor; çünkü savaşamıyorum, benim de psikolojiye ihtiyacım var, herkesin ihtiyacı olduğu gibi, sağlam bir psikolojiye. Güçlü ve sağlam olmak zorundayız, tam zamanı, yoksa yıkılırız. Yıkılırsak kaybetmiş olmayız, vazgeçmiş oluruz. Kaybetmek göze alınabilir ama vazgeçmek asla. Aslında kaybedecek hiçbir şeyimiz yok, zincirlerimizden başka.

   İçimdeki gerçek ve en derin duyguları hiç dışarı çıkartmadım, nefes aldırmadım, nefes aldıkça beslenecek, beslendikçe gelişecek, geliştikçe büyüyecek ve psikolojimi ağır etkiyecek, bu yüzden bazı duygular saklı kalmalı, tıpkı insanın ensest hali gibi. Aslında derin duygularınızı insanlarla paylaşabilirsiniz ancak o duygulara en az sizin kadar iyi bakacak bir insan bulmalısınız. Eğer koşullar uygunsa derin duygularınızı paylaşarak azaltabilirsiniz, çünkü anlatmak ve paylaşmak bize verilen büyük yeteneklerdir. Paylaşın ve anlatın derdinizi, içe dönük, kapalı kutu olmak iyi değildir lâkin boş bardak da olmayınız, olmayın artık yani abi, orta şekerli biraz daha. Her neyse, çoktan beri yazmıyordum, yazılanları gözden geçirdim, tekrar yazıyorum iyi oldu.

Her şeyin başı su...
-Derin duyguların da!

Altuğ Doğukan Çan
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder