...

...

18 Ağustos 2013 Pazar

ZAMAN

   Üç türlü ayırır insan "zamanı", geçmiş, gelmiş ve gelecek.

   Geçmiş yaşadıklarından ibarettir, yaşadıklarından ve geçmişini yaşadığı kişiliklerden. Bu zamana kadar yaşadığın her şey oluşturur geçmişi ve hala oluşturmaktadır. Her geçen dakika tıkır tıkır, nakış gibi işlemektedir geçmiş defterine, her şey basittir aslında, hiçbir şey ifade etmez geçmiş.

   Geride kalanlardır geçmiş, güzel günler de vardır, en kötü anlar da. Hatırlayamazsın genelde, -ruh haline göre değişir tabi- yazacak bir şey bulamıyormuş gibi, kendini ifade edemiyormuş gibi, hatırlayamazsın güzel günleri de. Bazen her şey "boka sarar" Fante'nin dediği gibi. Ne yaptığını bilirsin, ne de ne söylediğini.





*"Yaşamınızdaki her şey boka sarar. Tüm hayatınız bok çukuruna doğru sürüklenir ve farkına vardığınızda her şey için çok geçtir." diyor Fante.

   Eskiyi hatırlıyorum ve geçmişte yaşıyorum. Hiçbir şeyin anlamı yok, "kısa vadeli" ve "uzun vadeli" olarak ayırdığım geleceği, doğal olarak tahmin edemediğimden, haz da alamıyorum. Fakat doğal değil haz alamamam, hiç yaşayamayacakmışım gibi geliyor gelecek. Tüm çizgiler belli olsa da "hayatın bir saniyesinin ne getireceği" belli olmuyor.

   Meydan okuyorum tüm hayatıma, zaten geçmişte yaşıyorsam bana yapabileceğin bir şey yok!
Yaşamışsam hep bir yerde birilerine canlanacak hatıralarım, bir yerlerde yaşayacağım yine, ölsem de, hiçbir zaman sonlanmayacak hayatım ve ben hep yaşayacağım, şu an burada olmasa bile, bir yerlerde yaşamış olarak kalacağım, herkes yok olana kadar, adalete kadar.



   Hep geçmişte yaşadım, yaşıyorum ve yaşayacağım 
   Üç bölümlü zaman ilacım olacak
   Ve ben durmayacağım
   Her şey boş ise
   Hayatın dumanından soluyacağım
   Herkes ölene kadar
   Adalette yaşayacağım
   Önemsenmeyen bir çöpçü'nün dediği gibi
   Hayatın saniyelik dönüşlerinde "kazanacağım"

Ölenler adına, yaşıyorum.

Ne olursa olsun en yakın DOST ve dostlarıma...

Altuğ Doğukan Çan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder