...

...

18 Ağustos 2013 Pazar

Geçen Zaman

   Günler günleri kovalıyor. Zaman ilerlemiyor, "koşuyor". Bir de bu koşan zamanın geliştirdiği hayatlardaki monotonun esirleriyiz. Yani kısacası, hayat sürüyor ve bizler de her gün yeni şeyler görerek yaşıyoruz ve "yaş"lanıyoruz.

   Bir şeylere hazırlanıyoruz, yeni hayatlara hazırlanıyoruz, yeni ortamlara giriyor, yeni ilişkiler kuruyoruz insanlarla. Her gün her şey değişiyor, gelenler ve gidenler oluyor. Gidecekler ve gelecekler var, fakat biz sadece "gidecekleri" biliyoruz.

   Bazen kazanıyor, bazen kaybediyoruz. Hepimiz çeşit çeşidiz ve doğal olarak, bazen uyuşamıyoruz. Bazen de karakterlerin tamamen uyduğu oluyor birbirine.

   Kaybetmekten korkuyoruz birçoğumuz. İnsan yaşadıkça görüyor, gördükçe öğreniyor ve öğrendiklerini uyguluyor. Bunlar bizi yanlış yollara da sokabiliyor, size gelen yola yanış kişileri de sürükleyebiliyor. Bazı şeyleri yaşadıktan sonra insan bir durup düşünmek istiyor her şeyi, geçtiği yollara dönüp bir bakmak istiyor, öğrenmek istiyor ne kadar mesafe kat ettiğini, ihtiyaç duyuyor buna.



   Artık ilişkilerini kurarken tereddüt ile yaklaşıyor insanlara, bir nevi ön yargıyla. Sevmek, sevilmek istiyor fakat deneyimleri geliyor aklına, geçmişte yaşadıkları rahatsız ediyor onu bu konuda. Doğal olarak buna göre hareket ediyor, uyguluyor öğrendiklerini.

   Ne yaptığını bilmiyor, eski güzel günlere dönmek istiyor. Fakat olmuyor, her şeyi unutup tekrar deneyemiyor insanlar. Yeniden başlamak istiyor birey, tek başına olabilecek bir şey değil, güvenemiyor insanlar.



   Tek kalan, yüz yüze kaldığı geçmişi ve geçmişinde yaşadıklarından yola çıkarak aklını karıştıran saçma ve alakasız fikirler oluyor. Kendi kendini teselli etmeye çalışıyor insan artık son çare, yeniden başlamayı düşünürken, karşısındakini başka "kendileriyle"(!) görünce.

Yeniden başlamak?
Aklınızdan bile geçirmeyin, şans vermezler insana.

Altuğ Doğukan Çan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder